PROSTAT NEDİR?

Prostat, idrar torbasının hemen altında, bağırsakların ön tarafında, idrar torbasının çıkışını çepeçevre saran bir salgı bezidir. Erkek üreme sisteminin bir parçası olan,   başlıca görevi spermleri koruyan sıvıyı üretmek ve spermleri bu sıvı içinde sağlıklı bir şekilde saklamak olan prostat bununla birlikte mesanenin ağzını sıkarak, idrar kaçırılmasını önler.

PROSTAT NEDEN BÜYÜR?

Erkeklerde prostat, ergenliğin erken döneminde büyür (2 katına çıkar). 25 yaşından sonra tüm erkeklere prostat, farklı şekillerde olmak üzere büyür. Prostat büyümesinin sebepleri günümüzde halen tam olarak bilinmemekte, erkeklik hormonu (testosteron) ve östrojenin bu büyüme üzerine ciddi bir rolü bulunduğu düşünülmektedir. Prostat bezi, erkeklerde 30’lu yaşlarda büyümeye başlar ve yaşamın sonuna kadar sürer. 50 yaşın üzerindeki erkeklerin yarısında prostat büyümesi görülürken, 60 yaş sonrası bu oran %65’e çıkmaktadır. 80’li yaşlarla birlikte de büyüme oranı %90’ı geçmektedir. Bu hastaların önemli bir bölümü ilaç tedavisi ya da ameliyat ile takip edilmektedir.

PROSTAT BÜYÜMESİ NASIL ŞİKÂYETLERE NEDEN OLUR?

Prostat yıllar içinde yavaş yavaş büyür ve içinden geçen idrar kanallarını sıkıştırmaya başlar. İşemeyi sağlayan organ idrar torbasıdır ve kaslardan oluşmuş bir yapıya sahiptir. Prostat idrar kanallarını sıkıştırsa da bu duruma cevap olarak idrar torbasının kasları genişler ve idrar torbası daha kuvvetli kasılmaya başlar. Bu aşamalarda hastanın şikayeti olmayabilir veya idrar torbasının aşırı aktivitesine bağlı sık tuvalete gitme, geceleri idrar yapmak için kalkma, bir anda tuvalet ihtiyacı hissedip hızla tuvalete koşma ve bazen idrar kaçırma gibi şikayetler ortaya çıkabilir. Zaman geçtikçe prostat büyümeye devam eder ve idrar torbası kaslarında yorulma meydana gelir. Bu durumda hastaların idrar akımları yavaşlar, çatallı işeme, idrar yaparken damlama, kesik kesik işeme, idrar yaptıktan sonra halen içeride idrar varlığı hissi ortaya çıkar. Tedavi almayan hastalarda idrar torbası kaslarında erime meydana gelir, idrar torbası içindeki yüksek basınç böbrekleri bozmaya başlar. Bu aşamadan sonra tedavi alınsa bile idrar torbasının ve böbrek fonksiyonları çoğu kez eski haline dönmez.

İYİ HUYLU PROSTAT BÜYÜMESİNİN TANISI NASIL KONULUR?

Prostat büyümesinin tanısı kan ve idrar tahlilleri ile ultrasonografi, idrar akım testi gibi hastayı herhangi bir şekilde rahatsız etmeyecek tetkik ve tahliller ile konulmaktadır. Kişide tespit edilen büyümenin derecesi ve hastada yarattığı şikayetlere göre tedavi planı uygulanmaktadır.

İYİ HUYLU PROSTAT BÜYÜMESİNİN TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELERDİR?

İyi huylu prostat büyümesi yaşam tarzı değişiklikleri ile hastayı izleme, ilaç uygulamaları ve cerrahi ile tedavi edilmektedir. Prostat, doğal süreçte yaşla birlikte büyüyen bir organ olduğu için bunu engellemek mümkün değildir. Ancak bu dönemde hastanın şikayetlerini en aza indiren ve yaşam kalitesini yükselten tedaviler uygulanmaktadır.  Hastanın işeme şikayetlerini ortadan kaldırmaya yönelik yaklaşımlar uygulanmaktadır. Hastaya hemen ameliyat önerilmemekte, şikayetlere ve onların şiddetine göre bir tedavi yolu izlenmektedir. Genellikle ilk olarak hastanın tuvalet alışkanlıkları ve yaşam tarzı ile ilgili düzenlemeler yapılmaktadır. Gerektiğinde ikinci adım olarak ilaç tedavisine başlanabilir.  Günümüzde kullanılan ilaçların prostat büyümesini tedavi edici bir etkisi bulunmamaktadır. Prostat büyümesinde ilaç tedavisi, hastaların şikayetlerini azaltmaya yönelik uygulanmaktadır. İlaç tedavisi olarak en sık kullanılan ve prostatın neden olduğu tıkanmayı en hızlı şekilde rahatlatan “alfa bloker” adı verilen ilaçlardır. Son yıllarda bu ilaçların yan etki profili oldukça düşük tipleri bulunmaktadır. Bunun dışında prostat büyüklüğü 35 gramın üzerinde olan hastalarda prostatın büyümesini durduran ve boyut olarak küçülme sağlayan “5 alfa redüktaz inhibitörleri” denilen grup mevcuttur. Bu ilaçların etkinliği düzenli kullanım sonrası 9 aydan sonra başlar. Eğer hasta sık sık tuvalete gidiyorsa ve kendisine aşırı aktif mesane tanısı konulmuşsa, o zaman tedaviye “anti-kolinerjik grubu” ilaçlar eklenir. Son yıllarda sertleşme üzerine etkili Fosfodiesteraz 5 inhibitörü grubu ilaçların düzenli kullanımda işeme şikayetlerini düzenlediği kanıtlanmıştır. Geceleri uykudan tuvalete gitmek için sık sık uyanan hastalar için de özel ilaçlar bulunmaktadır. Eğer, ilaç tedavilerine rağmen hastanın işeme şikayetleri devam ediyor, tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları ile idrarda ciddi kanama görülüyorsa ya da hastaya idrar yapamadığı için sonda takılmak durumunda kalınmışsa, ameliyat gerekliliğinden söz edilebilir. Tüm bu şikayetlere karşın ameliyatın geciktirilmesi durumunda ise mesane ve böbrek sorunları ortaya çıkacak, hasta böbrek yetmezliği sorunu ile karşı karşıya kalacaktır.

Prostat büyümesi için yapılan ameliyatlar 2 ana başlık altında toplanabilir. Bunlardan ilki, idrar yolundan girilip prostatın içeriden kesilerek yapıldığı ameliyatlardır. En bilineni TUR işlemidir. TUR ameliyatında, aletin ucunda elektrikli bir tel kullanılarak prostatın büyüyen kısmı kesilerek çıkarılır. Klasik TUR ameliyatında kullanılan elektrik enerjisi, sertleşme fonksiyonları üzerinde yan etki oluşturabileceğinden, günümüzde TUR ameliyatlarında bipolar veya plazmakinetik denilen farklı enerjiler kullanılmakta, çok başarılı sonuçlar alınmaktadır. İşeme kanalından girilerek yapılan ve prostatı buharlaştıran lazer yöntemleri de bulunmaktadır. Bu tekniklerde greenlight veya diod lazer gibi farklı enerji kaynakları kullanılır. Bir de büyük prostatlar için yine işeme kanalından girilip prostatın portakal soyar gibi soyulduğu “Holmiyum enükleasyon” yönteminden söz edilebilir. İkinci ana başlık ise karından girilerek yapılan prostat büyümesi ameliyatlarıdır. Bunlar açık prostatektomi, laparoskopik basit prostatektomi ve robotik basit prostatektomi ameliyatlarıdır. Karından girilerek yapılan ameliyatlarda prostata ek olarak idrar torbası da kesilir ve kanama, idrar kanalından girilerek yapılan ameliyatlara göre daha fazla olabilir. Bu yüzden bu tip ameliyatlar çok gerekmedikçe tercih edilmez.

Prostat ameliyatları günümüzde uygulanan yeni yöntemler sayesinde, hastanın iyileşme süresini kısaltan ve ona yaşam konforu sağlayan özelliklere sahiptir. İyi huylu prostat büyümesi sorunu olan hastalar, üroloji uzmanları tarafından değerlendirilerek hasta için en uygun ameliyat şekli planlanmaktadır. Bazı ameliyat yöntemlerinde prostat boyutu çok önemlidir. Örneğin; 80 grama kadar olan prostat birçok sistem ile sorunsuz olarak ameliyat edilebilir. Hastanın ameliyat esnasında kan sulandırıcı ilaçlar kullanmasına devam etmesini gerektirecek bir durum varsa, lazer tedavileri ön planda düşünülmelidir. Eğer hasta anestezi alamıyorsa (genel veya spinal) o zaman lokal anestezi ile yapılabilen ameliyatlar tercih edilmelidir. Prostat ameliyatlarında cerrahın, hangi ameliyat tipinde tecrübeli olduğu da önem taşımaktadır. Örneğin TUR ameliyatında, bu alanda tecrübeli cerrah 120 grama kadar olan prostatları tedavi edebilir. 120 gramın altında prostatı olan ve ameliyat sırasında kan sulandırıcı kullanmayan hastalarda “Plazmakinetik” denilen prostat ameliyatları öne çıkmaktadır. Eğer hasta kan sulandırıcı kullanıyorsa ve prostatı 80 gramın altındaysa greenlight lazer ile prostatı buharlaştırmak uygun olabilir. Hastanın prostatı 120 gramdan fazlaysa Holmiyum lazer ile prostat enükleasyon ameliyatının başarısı tartışılmaz. Eğer prostat ile beraber idrar torbasındaki bir bozukluğunun da tedavisi gerekliyse, bu durumda robotik cerrahiden yararlanmak başarılı sonuçlar sağlamaktadır.

SIK SORULAN SORULAR

Geceleri uykudan uyanıp tuvalete gitmek prostat büyümesinin işareti midir?

Prostat büyümesinin erken bulgularından biri gece tuvalet ihtiyacıdır. Prostat büyümesi idrar zorluğuna neden olduğunda hastalar geceleri tuvalete sık sık gider ve gündüz de bu ihtiyaç devam eder. Geceleri tuvalete gitmenin en önemli sebepleri diyabet, kalp ve damar hastalıklarıdır. Bunun dışında yaşlanma ile beraber geceleri beyin hipofiz bezinden “anti diüretik hormon” salgılanması azalır ve geceleri üretilen idrar miktarı artar. Ön planda geceleri tuvalete gitme şikayeti olan hasta ayrıntılı bir şekilde incelenmelidir. Prostat dışı nedenlerle geceleri sık tuvalete giden erkekler, prostat büyümesi tedavisi alsa veya ameliyatı olsa da geceleri sık tuvalete gitme açısından fayda görmeyebilir.

Prostat büyümesinde hastanın şikayetlerini azaltmak için yaşam tarzında nasıl düzenlemeler yapabilir?

Prostat hastalarının öncelikle idrar miktarını artıracak alkol ve kafein içeren içeceklerden uzak durması gerekir. Eğer prostat hastası gündüzleri seyahat ediyor ve sık tuvalete gitmekten şikayet ediyorsa, gündüz saatlerinde sıvı alımını kısıtlamak hasta için rahatlatıcı olabilir. İşeme üzerine etkisi olan ilaçların kullanım zamanları (idrar söktürücüler vb.) hastanın şikayetlerine göre düzenlenmelidir. Bunun dışında art arda 2 kez idrar yapmak hastaların şikayetlerini azaltabilir. Prostat hastalarının kabızlığa karşı önlem almaları ve beslenme düzenlerini buna göre oluşturmaları önerilir.

Hastalar düzenli olarak kullandıkları hangi ilaçlar ile prostat ilaçlarını birlikte alamaz?

Prostat büyümesi için kullanılan “alfa bloker” ilaçlar ile sertleşmeyi sağlayan bazı ilaçların beraber kullanılmaması gerekir. Bu durum hastalarda ciddi tansiyon düşmelerine neden olabilir. Bazı antibiyotiklerin, epilepsi ilaçlarının, psikiyatride kullanılan bazı ilaçların prostat büyümesinde kullanılan ilaçlarla etkileşimi olabilir. Hastalar, iyi huylu prostat büyümesi için kullandıkları ilaçlar hakkında doktorunu mutlaka bilgilendirmelidir.

Prostat ameliyatından sonra görülebilecek komplikasyonlar nelerdir?

Klasik olarak kanama prostat ameliyatından sonra görülen en sık komplikasyondur. Ameliyat esnasında olursa prostat yeterli şekilde temizlenmeyebilir. Ameliyat sonrası olursa hasta tekrar ameliyat olmak zorunda kalabilir. Bunun dışında ameliyat sonrası idrar kanallarında darlık gelişmesi nadiren gelişen ama olduğunda hem doktor hem de hasta için can sıkan bir komplikasyondur. Üretra darlığı olmaması için mümkün olduğunca ince aletler ile çalışmak ve aletlerin bakımının tam olması önemlidir. Ameliyat sonrası idrar yollarında enfeksiyonda görülebilir. Literatürde prostat ameliyatlarından sonra mesane patlamasına kadar uzanan uzun bir komplikasyon listesi sayılsa da tecrübeli bir cerrahın ellerinde modern aletler kullanılarak yapılan prostat ameliyatlarında komplikasyon riski minimaldir.

Prostat ameliyatından sonra hastaların cinsel hayatları nasıl etkilenir?

Eğer bir hastanın sertleşme fonksiyonları prostat ameliyatı öncesi normalse; prostat büyümesi nedeniyle tecrübeli ürologlar elinde yapılan modern ameliyatlar (plazmakinetik TUR, greenlight lazer, Holmiyum lazer enükleasyon) sonrası sertleşme bozukluğu görülmeme ve başarı oranı %98-99’dur. Prostat ameliyatlarından sonra sıklıkla dışarıya atılan meni miktarında azalma olur. Çünkü prostat kazındığı için yumurtalıklardan dışarıya çıkan meninin bir kısmı idrar torbasına, bir kısmı dışarıya atılır. Bu durum çocuk düşünen yaşlı baba adayları için önem arz eder. 

Prostat ameliyatı olan bir hasta doğal yollarla çocuk sahibi olabilir mi?

Prostat büyümesi nedeniyle ameliyat olan erkeklerde boşalma esnasında meninin bir kısmı idrar torbasına kaçacağı için meni miktarında azalma olur. Hastanın normal yolla çocuk sahibi olma olasılığı azalır. Ancak hasta normal yolla çocuk sahibi olamazsa da aşılama gibi kolay bir teknikle bu sorun ortadan kalkabilir. Prostat kanseri için yapılan ameliyatlarda ise meni kanalları, ve meniyi oluşturan bezler çıkarıldığı için hasta sadece tüp bebek yöntemi ile çocuk sahibi olabilir.

Prostat büyümesi nedeniyle prostat ameliyatı olan bir hastada prostat kanseri gelişebilir mi?

Prostat büyümesi ameliyatları, prostatın içinin çıkarılması ile yapılmaktadır. Yani kabuk kısmı bırakılmaktadır. 

Prostat kanseri tanısında kanda PSA testinin yeri nedir?

PSA yıllardır prostat kanseri tanısında kullanılan ve herkes tarafından iyi bilinen, “fakat yanlış bilinen”, bir kan testidir. Prostata özgü antijen (PSA), erkek prostat bezi içindeki belirli hücreleri tarafından üretilen bir maddedir. PSA meniye prostat tarafından salgılanır, boşalma sonrası meninin sıvılaştırılmasını sağlar. Doktorlar tarafından prostat kanseri açısından riskli hastaları belirlemek için kullanılır. Normal sınırlar içinde olması hastada prostat kanseri olmadığını göstermediği gibi yüksek seviyede olması da hastaya prostat kanseri varlığını ortaya koymaz. Doktorlara, hastanın prostat kanseri açısından riskli olduğunu ve ileri inceleme yapılması gerektiğinin sinyallerini verir. PSA prostat kanseri dışında, iyi huylu prostat büyümesi, prostat iltihabı sonucu da yükselebilir. PSA normal değerleri yaşa göre farklılık gösterir. Genel olarak laboratuvarlarda sınır değer <4 olarak verilir. Halbuki PSA değerini yaşa göre değerlendirmek gerekir. 40 – 45 yaş aralığında normal PSA <1, 50-60 yaş arasında PSA<2.5; 60-70 yaş aralığında <4 olmalıdır. Mesela 50 yaşındaki bir erkekte PSA 3.5’ise mutlaka ürolog kontrolü gerekir.

Prostat kanserinin tanısında MR yardımlı prostat biyopsileri nasıl uygulanmaktadır?

“Standart prostat biyopsisinde” prostat kapsül kısmı (periferik zonu) 12 bölgeye ayrılır ve her bölgeden rastgele bir parça alınır. Ultrason cihazı, normal prostat dokusu ile kanserli dokuyu ayıramaz, bu nedenle biyopsi için şüpheli alanlar hedef alınamaz. Prostattan farklı alanlardan rastgele örnek alınıp tümörlü doku ile karşılaşılacağı umulur. Bu rastgele biyopsiler, hızlı ilerleme potansiyeline sahip kanserleri bazen yakalayamaz. “Yeni tip MR füzyon biyopsilerde” hastaya önce özel bir prostat MR’ı çekilir. Daha sonra MR’ da prostat kanseri için şüpheli alanlar belirlenir, dijital ortamda işaretlenir. Bu görüntüler özel ultrason cihazlarına yüklenir ve prostat biyopsileri özellikle MR’ın işaret ettiği alanlardan alınır. MR prostatta özellikle 0.5 cc üzerindeki saldırgan kanserleri çok iyi gösterdiği için bu yöntemle hayatı tehdit edebilecek prostat kanserleri kaçırılmaz.

Prostat cerrahisinde robotik yöntemlerin yeri nedir?

Prostat kanseri ameliyatlarında robotik cerrahi çok önemli bir yere sahiptir. Prostat bir portakal gibi düşünüldüğünde, prostat kanseri ameliyatında portakal, etrafındaki dalları ve yaprakları ile çıkarılmaktadır. Prostat büyümesi ameliyatında ise portakalın iç kısmındaki meyvesi çıkarılmakta; portakalın kabukları, dalları, yaprakları gibi her şey yerinde kalmaktadır. Prostat kanseri ameliyatında prostat ve etrafındaki salgı bezleri geniş bir şekilde çıkarıldığı için, prostatın hemen yakınından geçen ve sertleşme ile idrar tutmayı sağlayan sinirler ve yapılara zarar vermemek gerekir. Robotik cerrahide kanama olmadığı için her nokta çok iyi bir şekilde görülmekte ve teknoloji, doktora mükemmel bir şekilde ameliyatı yapma imkanı sağlamaktadır. Kanserli dokular temizlenir ve hastaların neredeyse hepsinde ameliyat sonrasında (iyileştikten sonra) idrar kaçırma ortaya çıkmaz. Hastaların büyük kısmının cinsel yaşamları da olumsuz etkilenmez. Fakat burada ameliyatı gerçekleştiren robot değil cerrahtır. Cerrah, robotik sistemi kullanarak ameliyatı yapmaktadır. Ameliyatın başarısı için cerrahın bilgisi, tecrübesi ve yeteneği de çok önemlidir. Prostat büyümesinde ise ameliyatlar işeme deliğinden yapılabildiği için gerekmedikçe robotik cerrahi uygulanmamaktadır. Robotik cerrahi prostat kanseri ameliyatında mükemmel sonuç verirken, prostat büyümesinde yeri sınırlı olan bir yöntemdir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir