Varikosel nedir? Tanısı ve tedavi yöntemleri nelerdir?
Erkeklerde testislerden çıkan kirli kanı taşıyan toplardamarların (venlerin) bozukluğu nedeniyle iyi görev yapamaması ve buna bağlı içindeki kirli kanı kalbe taşıyamamasıdır. Bu toplardamarlar içinde biriken kirli kan nedeniyle damarlar şişer, buruşuk bir hal alır. İnsanlarda (özellikle kadınlarda) bacaklarda oluşan varislerin testislerdeki benzerine varikosel diyoruz.
Erkek kısırlığının (erkek infertilitesi) en sık görülen ve düzeltilebilen nedenlerinin başında gelmektedir. Toplumda erişkin erkeklerin %20’sinde görülmektedir. Çocuk sahibi olamama nedeniyle başvuran erkeklerin %35’inde rastlanıyor. Varikosel ilerleyici bir hastalık olup testis gelişiminde gerilemeye; sperm yapımını bozarak infertiliteye (çocuk sahibi olamama) neden olabilmektedir. Çoğunlukla sol tarafta görülse de iki taraflı olup olmadığını iyice araştırmak gerekir.
Varikosel menide spermiogram (sperm tahlili) da ortaya konabilen şu olumsuz durumlara neden olabilir:
- Sperm sayısında azalma
- Sperm hareketlerinde bozulma
- Sperm şeklinde (morfolojisinde) bozulma
- Bu olumsuzluklara şu mekanizmalarla sebep olur:
- Testiste atılamayan kanın birikmesi sonucu ısı artışı olması
- Testisten atılması gereken zararlı ürünlerin bozuk damarlardan atılamayıp testise geri dönmesi (reflüsü)
- Kirli kanın testiste birikmesi
Varikosel teşhisi (tanısı) nasıl konur?
Teşhiste en önemli yöntem tecrübeli
bir üroloji uzmanının yapacağı muayenedir. Muayene mutlaka ayakta yapılmalıdır.
Fizik muayene en değerli yöntemdir. Muayeneye göre
varikosel 3 dereceye (grade) ayrılır:
- 1. Grade I (derece I): En hafif derece olup ayakta muayenede ancak öksürük/ıkınma gibi manevralarla ele gelen
- 2. Grade II (derece II): Ayakta muayenede karın içi basıncını artırmaya gerek olmadan el ile muayenede anlaşılan
- 3. Grade III (derece III): En ağır tip olup, ayakta gözle görülebilen varisli damarlar söz konusudur
Karın içi basıncını artıran durumlarda el ile varisli damarları hissetmekle ortaya konur. Tanıda ikinci basamak, fizik muayeneyi güçleştiren durumların varlığında skrotal renkli doppler ultrasonografi tetkikidir. Bu tetkikle hasta damarların çapları, bu damarlara kirli kanın geri dönüp dönmediğini, testiste hacim kaybı olup olmadığını ortaya koyar.
Sperm tahlili (Spermiogram)
Varikosel; spermde sayı, hareket ve şekil bozukluğuna (morfoloji) neden olabilir. Hastanın değerlendirilmesinde ideal olan 2 ayrı sperm tahlili (spermiogram) yapılmasıdır; iki sperm tahlili arasında 7 günden az ve 3 haftadan fazla süre olmamalıdır.
Sperm sayısı 5-10 mil. arasında ise hastada kanda FSH ve Testosteron seviyelerine bakmak gerekir. Eğer sayı 5 milyondan az ise: Genetik testler (Karyotip ve Y kromozom) yapılmalıdır. Genetik testler sonucunda bir bozukluk saptanmış ise varikosel muhtemelen tesadüfen bulunmuştur ve bu hastalarda varikosel ameliyatı fayda sağlamayacaktır.
Subklinik varikosel
Cerrahın muayenesinde tespit edemediği ancak Skrotal Renkli Doppler Ultrason
ile ortaya konan varikoseldir. Bu tip olguların cerrahi tedavi sonuçları yüksek
dereceli varikosel tedavi sonuçlarından çok düşüktür.
Ağrı ve varikosel
Varikosel semptom (belirti) vermeyen, ancak evli çiftlerin çocuk sahibi olamama
nedeniyle üroloji uzmanına başvurmasıyla saptanan bir hastalık olmasına rağmen
hastaların yaklaşık %6’sında ağrı ve/veya testislerde rahatsızlık hissine
rastlanır. Ağrı tek başına ameliyat gerektirmez; ancak başka yöntemlerle ağrı
geçmez ise cerrahi tedavi düşünülebilir.
Hangi hastalara cerrahi tedavi (ameliyat) yapılmalıdır?
• Çocuk sahibi olamamış çiftlerde kadın partnerin normal veya düzeltibilir olduğu varikoselli erkekler
• Erkekte yapılan sperm tahlilinde (spermiogram) anormal bulgular gösteren hastalar
• Daha önce çocuk sahibi olmuş ancak şimdi olamayan ve varikosel tanısı almış hastalar
• Varikoselin ilerleyici bir hastalık olması nedeniyle yüksek dereceli (2. ve 3. derece) varikoseli olan bekar hastalar
• Ağrısı başka tedavilerle geçmeyen olgular
Varikosel cerrahi tedavisi (ameliyat)
Varikoselin günümüzdeki cerrahi tedavisi kasık bölgesinden yapılan yaklaşık 2-3 cm’lik kesi ile testis damarlarına ulaşmak ve hasta damarları bağlayarak iptal etmektir. Bu klasik yöntem dışında Laparoskopik, Robotik ve Radyolojik Embolizasyon yöntemleri de daha önce uygulanmış ancak istenen sonuçlar klasik cerrahi kadar başarılı olmadığı için günümüzde kullanılmamaktadır. Laparoskopi de testisin bütün damarlarına ulaşabilmenin imkânı yoktur, dolayısıyla bu damarlar bağlanamaz, bu da cerrahi işlemin eksik yapılması manasına gelir. Ayrıca laparoskopik ve roborik yöntemde karın içi organların yaralanması ihtimali gibi riskler söz konusudur.
Radyolojik olarak varisli damarları
tıkamak (embolizasyon) yöntemi de bir zamanlar kullanılmış ancak birçok olguda
testis damarlarının içine girebilmek mümkün olamadığı için klasik yönteme
geçilmiştir. Varikosel cerrahi tedavisinde amaç, hastalıklı toplardamarları
bağlamak, testise temiz kan getiren atardamarı, sperm kanalını (vas deferens)
ve lenf damarlarını korumaktır. Varikosel tedavisinde uygulanan en iyi
yöntemde; varikosel nüksü, arter yaralanması ve ameliyat sonrası hidrosel
oluşumu (testis içinde sıvı toplanması) gibi komplikasyon oranları en düşük ve
ameliyat sonrası sperm parametrelerinde iyileşme ve gebelik oranları diğer
yöntemlerden daha yüksek olmalıdır.
Bu yüzden u ameliyat mutlaka “MİKRO CERRAHİ” tekniği ile yani
ameliyat mikroskopu kullanılarak yapılmalıdır. Mikro cerrahi yöntemi ile
hastalığın tekrar etmesi (nüks) ihtimali %1 iken, ameliyat mikroskopu
kullanılmaz ise bu oran %15’dir. Ayrıca mikro cerrahi yöntemi ile yapılan
ameliyat sonucunda 1. yılda gebelik oranı %43 iken 2. yılda %60’lara
varabilmektedir.
Varikosel ameliyatından sonra en sık görülen komplikasyon “Hidrosel”dir; hidrosel testis içinde sıvı toplanmasıdır. Ameliyat sırasında lenf damarlarının bağlanmasından kaynaklanır. Görülme oranı %8’dir. Bu ameliyat genel anestezi ya da bölgesel anestezi ile yapılabilir.
Azoospermik hastalarda varikosel
Azoospermi, menide hiç sperm bulunmaması demektir. Sperm tahlilinde bu
hastalarda canlı yada ölü sperme rastlanmaz. Bu hastalarda yüksek dereceli
varikosel varsa (Grade II ve Grade III varikosel) mikro cerrahi varikoselektomi
ameliyatından bu hastalar yarar görür. Ameliyat sonrası sperm tahlilinde hücre
görülme oranı %40; gebelik oranı %10 civarındadır
Adolesan varikosel
Ergenlik çağı öncesi çocuklarda rastlanan varikosele adolesan varikosel denir.
Bu yaş grubunda sık rastlanır.10 yaş altı çocuklarda oran %1 iken, adolesan
çağda %11 olarak karşımıza çıkar. Bu yaş grubunda genellikle belirti vermez,
muayenede ortaya çıkar.
Adolesan varikoselde kimlere cerrahi
tedavi uygulanmalıdır?
Ultrasonografide testis hacimleri arasında 2 ml den yada %10’dan fazla fark
varsa, yani testiste hacim kaybı olmuş ise mikro cerrahi varikosel ameliyatı
yapılmalıdır. Çocukluk çağında ameliyat olanlarda ameliyat sonrası testis
hacimleri normale dönerken 14 yaşından sonra ameliyat olanlarda testisin kıvamı
iyileşse de hacminde bir düzelme olmamaktadır.
Mikrocerrahiden hangi hastalar tedaviden daha çok yararlanır?
- İleri derecede varikoseli olanlar (Grade II ve Grade III varikosel)
- Normal/ normale yakın testis hacmi olanlar
- Kan Testosteron, FSH değerleri normal inhibin B değerleri düşük olan hastalar
- Genetik testleri normal olan hastalar
- İnfertilite (kısırlık) için erken başvuran hastalar
- Sperm sayısı 5 milyondan fazla olanlar
- Moleküler bozukluk saptanmayan hastalar
Varikosel ameliyatı sonrası takip nasıl olmalıdır?
Varikoselektomi ameliyatı sonrası
evde 1 günlük dinlenmeden sonra günlük işler yapılabilir. 1-2 hafta sonra
cinsel aktivasyona, 2-4 hafta sonra ağır iş yaşamına ve spor faaliyetlerine
izin verilir.
Varikosel tedavisi sonrası olgular belli aralıklarla düzenli olarak
izlenmelidir. Ergenlik çağı öncesi hastalar yılda bir kez rutin muayene
ve tetkikle, erişkin hastalar ise çocuk sahibi oluncaya kadar 3 ayda bir sperm
tahlili ile üroloji polikliniğinde takip edilir. Varikosel ameliyatından sonra
çocuk sahibi olunamasa bile aşılama veya tüp bebek gibi üremeye yardımcı tedavi
yöntemlerine de faydası olmaktadır.