Yenidoğan Sarılığı

Sarılık bilirubin adı verilen, cilde sarı rengi veren bir maddenin kandaki seviyesinin yükselmesi ve deride birikmesi sonucu oluşur. Zamanında doğan yenidoğan bebeklerin %60’ında; erken doğan bebeklerin ise %80’inde yenidoğan sarılığı görülür.

Yenidoğan bebeklerde sarılığın erken tespiti ve takibi oldukça önemlidir çünkü, sarılık çoğunlukla kendiliğinden geçse de, bazı durumlarda bilirubin yüksek seviyelere ulaşıp beyin hasarına neden olabilir. Bu yüzden sarılığı olan yenidoğanların özellikle ilk bir hafta-on gün içindeki doktor takipleri son derece önemlidir. On günden sonra kan beyin bariyeri kapanarak bilirubinin kandan beyne geçmesinin engellendiği kabul edilir.

Yeni doğan bebekte sarılık olduğu bebeğin vücudundaki belirtilerden anlaşılabilir. Yeni doğan bebeklerin göz aklarında, burun çevrelerinde ve yüzlerinde görülen sarı renk sarılığın belirtisidir. Sarı renk hastalığın ilerlemesi ile tüm gövdede görülür. Parmakla hafifçe burun ya da karın cildine bastırılıp kaldırıldığında sarı renk daha bariz bir şekilde tespit edilebilir.

Kanda yükselen bilirubin bebekte uyku yapar. Sarılığı olan bebek emmek istemez, uyumak ister. Bu durumda beslenmenin azalmasına bağlı olarak atılım azaldığı için bilirubin daha da yükselir ve kısır döngü başlar. Eğer bilirubin çok yükselip beyni etkilemişse (kernikterus), o zaman bebek tiz sesle ağlamaya başlar, başını geriye atar ve tablo havale geçirmeye kadar kötüleşebilir. Bu durumdaki bir bebekte ileri dönemde çoğunlukla zeka ve motor gelişim geriliği, işitme, görme sorunları oluşur.

Yenidoğan bebeklerde fizyolojik sarılık genellikle hayatın ikinci günü başlar, dördüncü-beşinci günlerde en yüksek seviyesine ulaşır, daha sonra giderek azalır.

Yenidoğanda sarılık oluşturabilecek ve yakın takip gerektiren diğer nedenler arasında en önemli sebeplerden birisi kan grubu uygunsuzluğudur. Annenin kan grubu Rh (-), bebeğin kan grubu Rh (+) olduğunda Rh uygunsuzluğu; annenin kan grubu O, bebeğin kan grubu A, B veya AB grubu olduğunda ise ABO uygunsuzluğu olmaktadır. Anne ve bebek arasında kan grubu uygunsuzluğu olduğunda annede bebeğin kan grubuna karşı antikorlar gelişir. Anne kanında oluşan bu antikorlar plasenta yoluyla bebeğe geçer ve bebeğin alyuvar hücrelerinin parçalanmasına yol açar. Bunun sonucunda açığa çıkan fazlaca bilirubin, bebekte sarılık ortaya çıkmasına neden olur.

Erken doğmuş bebekler, doğum esnasında kafa derisi altında kanama meydana gelmiş olanlar, ilk 24 saatte sarılığı tespit edilenler, emme sorunu olup buna bağlı olarak iyi beslenemeyen bebekler, sarılığı iki haftadan uzun süren bebekler, büyük kardeşlerinin bebeklik dönemlerinde ışık tedavisi gerektirecek kadar sarılık tespit edilmiş olan bebekler sarılık açısından daha dikkatli takip edilmelidir.

Yenidoğan sarılığı nasıl tedavi edilir?

1-Fototerapi(Işık terapisi): Bebeğin doğum yaşına, kilosuna ve prematüre olup olmamasına göre belli çizelgeler oluşturulmuştur. Bu çizelgelere göre bilirubin belli bir seviyeyi bulduğunda tedaviye başlanır. Bebeğiniz özel bir ışık kaynağı altına yerleştirilir. Mavi-yeşil spektrumda ışık kaynağı kullanılır. Bu ışık bilirubinin idrar ve dışkı yoluyla vücuttan atılmasını sağlar. Fototerapi bebeğe herhangi bir şekilde zarar vermez. Bebeğin gözleri ışıktan zarar görmemesi için kapatılır. Bazen yan etki olarak ciltte kırmızı döküntüler, bronzlaşma veya sık ve sulu dışkılamaya neden olabilir. Aralıklarla bebeğin kanı alınarak bilirubin düzeyinin güvenli sınıra düşüp düşmediği kontrol edilir. Işık tedavisi sonlandırıldıktan bir iki gün sonra bilirubin seviyesi genellikle tekrar yükselir. Bu dönemde de doktor kontrolü tavsiye edilir.

2-İntravenöz immunoglobulinler: Eğer sarılık anne ve bebek arasındaki kan grubu farklılıklarına bağlı ise bu durumda anneden geçen antikorlar kırmızı kan hücrelerinin yıkılmasına neden olabilir. İntravenöz immunoglobulin uygulaması ile antikor düzeyi azaltılabilir ve kan değişimi riskini azaltabilir.

3-Kan değişimi: Ciddi sarılık vakalarında, diğer tedavilere yanıt alınamadığında bebeğin kanının değiştirilmesi gerekebilir.

Anne sütüne bağlı sarılık uzun yıllardan beri bilinmektedir. Anne sütü sarılığı erken ve geç olmak üzere iki dönem halinde incelenirse de ikisi arasında net bir ayrım yapmak güçtür ve aynı olayın devamı gibi de düşünülebilir.

Erken anne sütü sarılığı ilk birkaç gün içinde görülür ve anne sütünün özelliklerinden ziyade, emzirmedeki teknik yanlışlıklar nedeniyle yetersiz anne sütü alımı nedeniyle görülür.

Geç anne sütü sarılığı ise 3,5 günden sonra yavaş yavaş artan hiperbilirubinemi ile karakterizedir ve anne sütü içindeki bazı maddeler ile ilişkilidir. Bilirubin yüksekliği 2. haftaya kadar devam eder ve daha sonra yavaş yavaş azalarak birkaç ay içinde normale döner. Bebeklerde hemoliz bulgusuna veya herhangi bir hastalık belirtisine rastlanmaz. Tartı alımı ve bağırsak fonksiyonları normaldir. Tanı ancak diğer patolojik nedenleri ekarte ederek konur. Bu sarılık şekli 3-12 haftaya kadar uzayabilir.

Unutmayalım ki; bebeğinizin karın, kol ve bacaklarında sarılık varsa, bunun yanısıra çok uyuyorsa emmesi de zayıflamışsa kaçıncı gününde olursa olsun hemen doktorunuza başvurmalısınız. Çünkü bunlar bilirubin düzeyinin yükselmiş olduğunun göstergeleridir.

Bebeğinizde sarılık varsa doktor takibi yanında onu sık ve iyi beslemeniz sarılığın çabuk atlatılması açısından önemlidir.

Yenidoğan sarılığı sık olarak görülmesine ve birçok bebekte de kendiliğinden geçmesine rağmen bu durum her bebek için geçerli değildir. Hangi yenidoğanda bilirubin düzeyinin tehlikeli seviyeye ulaşacağı her zaman tahmin edilemeyeceği için bebeğinizin ilk üç-beş gün içerisinde bir doktor tarafından görülmesi çok önemlidir. Böylece, tedavi edilmediğinde kalıcı problemlere neden olabilecek bir hastalığı kolaylıkla önlemiş olursunuz.

Uzm.Dr. Yunus Emre BIKMAZ

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı

Kudret International Hospital

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir