
Çocuklarda Sinüzit
Sinüsler burnun etrafında, toplam sayısı yaklaşık 8-10 olan, dört tarafı kemikle çevrili boşluklar olarak tarif edilir. Bu boşlukları kaplayan mukoza örtüsünde meydana gelen iltihaplanma, şiddetli ağrılara yol açabilir. İltihaplanma tedavisi gelişen teknolojik cihazlar sayesinde medikal ve cerrahi yöntemlerle tedavi edilerek kısa sürede iyileşme sağlanabilir.
Sinüs boşlukları burunda, “ostiomeatal kompleks” adı verilen bölgeye açılır. Bu bölge yapı olarak burnun en dar yerlerinden biridir. Ayrıca burunda meydana gelen enfeksiyonlardan doğrudan etkilenir. Sinüslerde her gün 0.5-1 litre arasında salgı üretilir.
Bu salgı da sinüs mukozası üzerinde gözle görülmeyen ve “silya” adlı küçük tüyler tarafından, “ostium” olarak tanımlanan deliklere süpürülür. Oluşan salgı, vücudun bağışıklığında büyük rol oynar.
Ancak ostiomeatal komplekste meydana gelen sorun nedeniyle sinüsün burna açılan kapısı kapanırsa, salgı dışarı atılamaz ve içeride birikir. Bu nedenle silyaların hareketi durur, mikropların ve virüslerin kolayca üreyebileceği bir ortam oluştuğu için de sinüzit meydana gelir.
Sinüzit oluşumunu etkileyen en önemli faktörler arasında yer alanlar; çok sık üst solunum yolu enfeksiyonları, burun kemiği veya kıkırdağın eğri olması, burun eti, burun bölgesindeki tümörler, sinüs kanallarının tıkalı olması, bağışıklık sisteminin düşük olması, alerji, geniz eti, sigara içmek veya içilen ortamlara maruz kalmak ve hava kirliliği gibi sebeplerdir.
Özellikle çocukların sigara içilen ortamdan uzak tutulması gereklidir. Sigara içilen ortamdan sonra çocuklarda sinüzite neden olan en önemli etmenler ise hava kirliliği ve geniz etinin büyümesidir.
Her yaşta görülen bu rahatsızlık, çocukluk döneminde daha farklı ortaya çıkabilmektedir. Geniz eti, çocuklukta sinüzite yol açan sebeplerin başında gelir. Burnun havalanmasını bozduğu için içeride mikrop üremesini kolaylaştırır. Bu nedenle geniz eti ve bademcikler sık sık iltihaplanır.
Ayrıca bağışıklık istemi zayıf çocuklarda sinüzite daha sık rastlanır.
Çevresel etkenler de sinüzite neden olur. Soğuk ve nem, bu rahatsızlığı doğrudan etkiler. Islak saçla yatılması ya da dışarı çıkılması, aşırı miktarda jöle kullanımı gibi etkenler sinüzit oluşumunu kolaylaştırır. Çocuklarda ise yaşadıkları ortamda sigara içilmesi, fazla miktarda parfüm kullanılması ve havanın çok kuru olması da bu etkenler arasında yer alır.
Her baş ağrısı sinüzit olarak değerlendirilmemelidir. Baş ağrıları farklı sebeplere veya strese bağlı olarak da gelişebilir. Sinüzit kısa sürede tedavi edilmesi gereken sinsi hastalıkların başında yer almaktadır.
Sinüzite bağlı sebepler aşağıdaki gibi sıralansa da bazen sadece muayene ile teşhisi konulabilir. Sinüzit belirtileri arasında; uzun süre devam eden grip veya nezle, göz ve yüz çevresinde zonklayıcı ve geçmeyen bir ağrı, gözlerde basınç hissi, burun tıkanıklığı, geniz akıntısı, burun ve genizden sarı yeşil renkli akıntı, boğaz ağrısı, ağız kokusu, koku ve tat almada bozulma, hafif ateş, halsizlik ve adaptasyon güçlüğü, uzun süre geçmeyen inatçı öksürük, iştahsızlık, öksürük, bulantı ve kusma sayılabilir.
Hastalığın tanısı için hekim önce hastanın öyküsünü dinler. Erişkin bireylerde endoskopi cihazının yardımıyla sinüsten gelen salgının iltihabi mi, yoksa alerjik mi olduğuna bakılır. Ancak gerek endoskopi, gerekse BT çekimini çocuklara uygulamak pek mümkün olmaz. Çocukların sabit durabilmesi için anestezi gerektiğinden bu tanı araçları pek tercih edilmez.
Sinüzit tanısı şikayetlere, geniz akıntısı ve burun akıntısı yoğunluğuna bakılarak konulur. Sinüzit, görülme ve iyileşme sıklığına göre çeşitli türlere ayrılır. Başlangıcından itibaren dört haftada iyileşen türüne “akut sinüzit”, 4-12 haftada iyileşen türüne “subakut sinüzit” denilir. Daha uzun sürede iyileşenler ise “kronik sinüzit” olarak tanımlanır.
Sinüsler bulundukları yer nedeniyle göz, göz sinirleri, büyük damarlar, beyin ve hipofîz gibi önemli yapılara komşudur. Çok ince kemiklerle çevrili bu boşluklarda sinüzit tedavisi için uygulanan cerrahi yöntemlerde, söz konusu yapılara zarar verme riski de bulunur.
Navigasyon cerrahisi olarak tanımlanan yöntemde ise cerrah, adım adım yapılan tüm işlemleri ve hangi bölgede olduğunu görür, beklenmeyen bir problem oluştuğunda anında fark eder.
Sinüzit ameliyatı için çocuklarda 13 – 14 yaş ve sonrası tercih edilir. Çocuklarda yüz gelişiminin tamamlanması, burundaki yapıların dar ve küçük olması nedeniyle ameliyatın çok küçük yaşlarda yapılması önerilmez. Sinüzit ameliyatı göz ve sinirlere yakın olması sebebiyle dikkatli ve sınırlı yapılması gereken bir süreçtir. Yüz gibi anatominin zor olduğu vakalarda navigasyon BT gibi yol gösterici cihazlar kullanılabilir.
Uzm. Dr. Yunus Emre BIKMAZ
Kudret International Hospital
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı